Esenbahçe camii İmam Hatibi Suat Olgun, İstanbulun Fethinin 568. Yıldönümü vesilesiyle cuma vaazında "Fetih ve İstanbul'un Fethi" konusuna temas etti. İslam tarihindeki fetihlerin, toplumu huzur ve sükunete kavuşturmaktan öte hiçbir gayesi olmadığını belirterek, Müslümanların belli bir amaç uğruna giriştikleri fetihlerle yeryüzüne huzur, barış, adalet ve yüksek insani değerler getirdiğini belirtti.
Olgun, Peygamberimizin izinde yetiştirilmiş 21 yaşındaki 2. Mehmed, Peygamberimizin “O ne güzel komutandır” müjdesine nail olarak, Kendini “Fatih” Kostantiniyye’yi de bundan 562 yıl önce 29 Mayıs 1453 tarihinde “İstanbul” yapmıştır. dedi.
"Fethin Sembolü Ayasofya"
Osmanlı Türklerinde bir gelenek olarak devam eden, asırlardır tatbik edilen bir kural vardır. Bu kural bir memleket veya kale fethedildiği vakit ordu içeriye girip burçlara bayrak çekerken surların üstünde ezan sesleri yükselir ve şehrin en büyük kilisesi derhal camiye tahvil edildikten sonra ilk Cuma namazı bu ilk camide kılınırdı. Bu tarihi ve milli an’ane gereği Fatih vakit geçirmeden Ayasofya’yı camiye tahvil etmek gayesiyle Ayasofya’ya yöneldi. Fatih buraya gelince atından inerek yaya olarak içeriye girdi. Ayasofya İstanbul’un fethinde usulden olduğu üzere şehrin büyük kilisesi olarak camiye çevrildiğini söyledi.
Olgun, Ayasofya milletin nazarında her hangi bir cami değildir. Peygamber müjdesine mazhar olan “O ne güzel kumandan” Fatih Sultan Mehmed Han ile, “O ne güzel ordu” diye vasfedilen Fetih ordusunun zafer armağanıdır. Ayasofya ki, Fatih üzerinde titremiş ve bu mabed için şöyle vasiyet etmiştir: “Nefis kilise Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allah’a, ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. diye konuştu.